NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-İLİM

<< 1668 >>

كتابة العلم

11- İlmin yazılması

 

أنبأ زكريا بن يحيى قال حدثنا إسحاق بن إبراهيم قال أنبأ عبد الرزاق قال حدثنا معمر عن الزهري عن عبيد الله بن عبد الله عن بن عباس قال لما حضر رسول الله صلى الله عليه وسلم وفي البيت رجال فيهم عمر بن الخطاب فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم هلم اكتب لكم كتابا لن تضلوا بعده أبدا فقال عمر إن رسول الله صلى الله عليه وسلم قد غلب عليه الوجع وعندكم القرآن حسبنا كتاب الله فاجتمعوا في البيت فقال قوم قربوا يكتب لكم كتابا لن تضلوا بعده أبدا وقال قوم ما قال عمر فلما أكثروا اللغط والاختلاف عند رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لهم قوموا قال عبيد الله فكان بن عباس يقول الرزية كل الرزية ما فات من الكتاب الذي أراد رسول الله صلى الله عليه وسلم أن يكتب أن لا يضلوا بعده أبدا لما كثر لغطهم واختلافهم

 

[-: 5821 :-] İbn Abbas anlatıyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in vefat anı geldiğinde evde içlerinde Ömer b. el-Hattab'ın da bulunduğu birkaç adam daha vardı. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Bana kağıt kalem getirin de size benden sonra yolunuzu asla şaşırtmayacak bir yazı yazayırn" buyurunca, Ömer b. el-Hattab: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in acısı arttı. Elimizde Kur'an vardır ve Allah'ın Kitabı bu konuda bize yeterlidir" dedi. Ardından evde toplandılar. Kimisi: "Ondan sonra yolumuzu şaşırmamamız için kağıt kalem getirin de yazacağını yazsın'' derken kimisi de Ömer'in dediğini tekrar etti. Bu şekilde Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında tartışmaları ve sesleri artınca: "Kalkıp gidin!" buyurdu. Ubeydullah der ki: Bu konu hakkında sonraları ibn Abbas şöyle derdi:

 

Yanındakilerin tartışmaları ve sesleri artınca yollarını şaşırmamaları konusunda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yazdıracağı o şeyden vazgeçmesi bizim için pek büyük bir kayıp olmuştur.

 

7474. hadiste tekrar gelecektir. 5824. hadisin de tahricine bakınız. - Tuhfe: 5841.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (114, 4432, 5669, 7366), Müslim (1637), Ahmed, Müsned (2990) ve İbn Hibban (6597) rivayet etmişlerdir.

 

 

أنبأ إسحاق بن إبراهيم قال أنبأ سفيان عن عمرو عن بن منبه عن أخيه قال سمعت أبا هريرة يقول ما كان أحد أكثر حديثا مني عن رسول الله صلى الله عليه وسلم إلا ما كان من عبد الله بن عمرو فإنه كان يكتب وكنت لا أكتب

 

[-: 5822 :-] Ebu Hureyre der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den Abdullah b. Amr dışında benden daha fazla hadis aktaran başka biri olmamıştır. Zira Abdullah duyduklarını yazar, ben ise yazmazdım.

 

Tuhfe: 1800.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (113), Tirmizi (2668, 3841) ve Ahmed, Müsned (7389) rivayet etmiştir.

 

 

أنبأ محمد بن منصور عن سفيان قال سمعت مسكين عن سعيد بن جبير عن بن عباس قال يوم الخميس وما يوم الخميس اشتد برسول الله صلى الله عليه وسلم وجعه فقال ائتوني أكتب لكم كتابا لا تضلوا بعده أبدا فتنازعوا ولا ينبغي عند نبي الله صلى الله عليه وسلم تنازع قالوا ما شأنه أهجر استفهموه فذهبوا يفدون عليه قال دعوني فالذي أنا فيه خير مما تدعوني إليه وأوصاهم عند موته قال اخرجوا المشركين من جزيرة العرب وأجيزوا الوفد بنحو ما كنت أجيزهم

 

[-: 5823 :-] ibn Abbas anlatıyor: Perşembe günü ki ne gündü! O günü hasta olan Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in durumu ağırlaşmıştı. "Bana kağıt kalem getirin de size benden sonra yolunuzu asla şaşırtrnayacak bir yazı yazayırn" buyurunca yanındakiler birbirleriyle tartışmaya başladılar. Oysa Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in huzurunda bu şekilde tartışmaları hiç yakışık değildi. Bazıları:

 

"Sanırım durumu ağırlaştığından sayıklamaya başladı. Yanına yaklaşıp ne dediğini iyice anlayın" deyince yaklaşıp ne demek istediğini sormaya başladılar. Bunun üzerine Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Beni rahat bırakın! ValIahi içinde bulunduğum durum beni çağırdığınız şeyden iyidir!" buyurdu ve vefatından hemen önce onlara şu vasiyetlerde bulundu: "Müşrikleri Arap yarım-adasından çıkarın. Size gelen heyetleri de benim yaptığım gibi karşılayın. "

 

5827. hadiste tekrar gelecektir. 5822. hadisin tahricine de bakınız. - Tuhfe: 551'7.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (3035, 3168, 4431), Müslim 1637 (20, 21), Ebu Davud (3029) ve Ahmed, Müsned (1935) rivayet etmişlerdir.

 

 

أنبأ العباس بن الوليد بن مرثد قال أخبرني أبي قال حدثنا الأوزاعي وأنبأ محمد بن عبد الرحمن بن أشعث قال حدثنا أبو مسهر قال حدثنا إسماعيل وهو بن سماعه قال حدثنا الأوزاعي قال حدثني يحيى بن أبي كثير قال حدثني أبو سلمة قال حدثني أبو هريرة قال لما افتتحت مكة قتلت هذيل رجلا من بني ليث بقتيل لهم من الجاهلية فبلغ ذلك رسول الله صلى الله عليه وسلم فقام فقال إن الله حبس عن مكة الفيل وسلط عليها رسوله والمؤمنين وإنها لم تحل لأحد قبلي ولن تحل لأحد بعدي وإنما أحلت لي ساعة من نهار وإنها ساعتي هذه حرام لا يعضد شجرها ولا يختلي شوكها ولا يلتقط ساقطتها إلا منشدا ومن قتل له قتيل فهو بخير النظرين إما يقاد وإما يفدي فقام رجل من أهل اليمن يقال له أبو شاه فقال يا رسول الله اكتبوا لي فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم اكتبوا لأبي شاه ثم قام العباس فقال يا رسول الله إلا الأذخر فإنا نجعله في مساكننا وقبورنا فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إلا الأذخر

 

[-: 5824 :-] Ebu Hureyre anlatıyor: Cahiliye döneminde Leys oğullarından biri Hüzeyl kabilesinden birini öldürmüştü. Mekke fethedildiği zaman Hüzeyl oğulları kendilerinden birini öldüren o adamı öldürdüler. Olay Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ulaştığında:

 

"Yüce Allah Mekke'yi Fil ordusundan korumuş ancak Mekke ahalisine Resulünü ve Müslümanları musallat etmiştir. Mekke'de kan dökmek benden önce hiç kimseye helal olmadığl gibi benden sonra da kimseye helal olmayacaktır. Sadece günün kısa bir zamanında bana helal kılındı, ama biliniz ki artık şu andan itibaren herkese ha,ramdır! Ağacı kesilemez, dikeni ayıklanamaz ve sahibini arayıp ona vermek için olmadıktan sonra yitiği alınamaz. Bu bakımdan bölge içinde yakınlarından biri öldürülen kişi iki şeyden birini seçmede muhayyerdir. Ya kısasa razı olur ya da verilecek fidyeyi kabul eder" buyurdu.

 

Bunun üzerine Yemen ahalisinden Ebu Şah adında bir adam kalktı ve: ''Ya Resulallah! Bu söylediklerini bana yazın" dedi. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) de: "Bunları Ebu Şah'a yazın!" buyurdu. Sonrasında Abbas kalktı ve:

 

"Ya Resulallah! İzhir otunu bu yasağın dışında tut, zira onu evlerimiz ve mezarlarımızda kullanıyoruz" deyince, Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "İzhir otu bunun dışındadır" buyurdu.

 

Tuhfe: 15383.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (112, 2434, 6880), Müslim 1355 (447, 448), Ebu Davud (2017, 3649, 4505), İbn Mace (2624)i Tirmizi (1405, 2667), Ahmed, Müsned (7242), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (4793, 4794) ve İbn Hibban (3715) rivayet etmişlerdir.

 

Daha kısa bir metinle 6961 ile 6962. hadislerde gelecektir.

 

 

كتابة العلم في الصحف

12- İlmi Sahifelere Yazmak

 

أنبأ محمد بن إسماعيل بن إبراهيم عن عثمان بن عمر قال أنبأ قرة بن خالد عن أبي الزبير عن جابر أن رسول الله صلى الله عليه وسلم دعا بصحيفة في مرضه ليكتب فيها كتابا لأمته لا يضلون بعده ولا يضلون وكان في البيت لغط وتكلم عمر فتركه

 

[-: 5825 :-] Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) hastalığı sırasında kendisinden sonra insanların sapmaması ve kimseleri saptırmamaları için kendilerine bir yazı yazmak istedi ve kağıt getirmelerini söyledi. Ancak bu konuda evde kargaşaçıkıp Hz. Ömer de bir şeyler söyleyince bundan vazgeçti.

 

Tuhfe: 2903.

 

Bu Hadisi: Kütüb-i Sitte sahipleri içinde sadece Nesai rivayet etmiştir. Ayrıca Ahmed, Müsned (14726) rivayet etmiştir.

 

 

كتابة العلم في الألواح والأكتاف

13- İlmin Levhalara ve Kürek Kemiklerine yazılması

 

أنبأ محمد بن عبد الله بن المبارك عن وكيع عن مالك بن مغول عن طلحة بن مصدق عن سعيد بن جبير عن بن عباس قال يوم الخميس وما يوم الخميس قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ائتوني باللوح والدواة والكتف والدواة لأكتب لكم كتابا لا تضلوا بعده أبدا قالوا رسول الله صلى الله عليه وسلم يهجر

 

[-: 5826 :-] ibn Abbas bildiriyor: Perşembe günü ki ne gündü! O günü hasta olan Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Bana levha ile kalem veya bir kürek kemiği. ile kalem getirin de size benden sonra yolunuzu asla şaşırtmayacak bir yazı yazayırn" buyurdu. Ancak oradakiler: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sayıklamaya başladı" dediler.

 

Tuhfe: 5524.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (112, 2434, 6880), Müslim 1355 (447, 448), Ebu Davud (2017, 3649, 4505), İbn Mace (2624)i Tirmizi (1405, 2667), Ahmed, Müsned (7242), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (4793, 4794) ve İbn Hibban (3715) rivayet etmişlerdir.